Tarih

Kadıköy'ün Sembolü Boğa Heykelinin Hikayesi

BU YAZIYA PUAN VER

1
Kadıköy’e gelen herkesin mutlaka bir kez fotoğraf çektirdiği, buluşmak için yer olarak tarif ettiği Boğa heykelinin tarihçesini biliyor musunuz? Her gün önünden geçtiğimiz, Kadıköy’ün sembolü haline gelen Boğa heykelinin geçmişi hakkında ne kadar bilgi sahibiyiz? Bu heykel Kadıköy’e nerden geldi? Kadıköy’de boğanın işi ne? Tüm bu soruları tek tek cevaplayacağım. İşte Paris’ten Kadıköy’e boğa heykelinin 152 yıllık hikayesi…
Boğa heykeli ya da diğer adıyla tokuşan boğa 1864 yılında Fransız heykeltraş Jules Isidore Bonheur tarafından yapılmıştır ve ilk kez 1865 yılında Fransız Güzel Sanatlar Akademisi Resmi Sanat Sergisi’nde sergilenmiştir.
1
1865 “Paris Salon” Sanat Sergisinde Jules Isidore Bonheur’un “Tokuşan Boğa” heykeli
1
Jules Isidore Bonheur
Tokuşan boğa figürü gerçekte antik yunan dönemine ait gümüş sikkelerde yer alan bir figürdür. M.Ö. 425-400 yılları arasında İtalya’nın güneyinde yer alan Lucania bölgesinde Atina’lı Perikles’in kurduğu Thouriou kentinde bastırılan gümüş sikkelerin ön yüzünde Zeka, Sanat, İlham ve Barış tanrıçası Athena, arka yüzünde ise boğa figürü yer almaktadır ve sikkenin üzerinde yazan ”QOURIWN” tokuşan boğa anlamına gelmektedir. Jules Isidore Bonheur 1864 yılında tokuşan boğa heykelini yaparken Antik yunan döneminden ilham almıştır
1
Antik Yunan Gümüş Sikkelerinde “Tokuşan Boğa”
1
Antik “Tokuşan Boğa”
Antik Yunan kültürüne ait olan ve bir Fransız heykeltraşın yaptığı tokuşan boğa heykeli ülkemize nasıl geldi? Bu konuda iki farklı hikaye anlatılmaktadır. Birinci hikaye şöyledir:
Fransa’nın İstanbul büyükelçisi Kont M. Bourrée, 1867 yılında Fransız imparatoru III. Napolyon’un Milletlerarası Paris Sanayi Sergisi’nin açılışı nedeniyle Sultan Abdülaziz’i Paris’e davet ettiği davetiye mektubunu Başmabeynci Cemil Bey aracılığıyle Sultan’a iletir. İmparator III. Napolyon davetiye mektubunda şu cümleleri yazmıştır

Osmanlı Sultanı Abdülaziz Han Hazretlerini Paris’te görmek ve ağırlamakla büyük şeref duyacağımızı…Temmuz 1867 başlarında açılacak “Exposition Universelle” Büyük Paris Fuarını teşriflerinizi…Bu hususta vaki emir ve arzularının İstanbul sefarethanesine ulaştırılmasını…Yüksek takdirlerinize, daimi saygılarımızla arz ederiz…”
Sultan Abdülaziz, İmparator III. Napolyon’un kendisini ülkesine davet etmesine olumlu cevap vermiş ve ilk kez bir Osmanlı padişahı, savaş dışında bir nedenle yabancı bir ülkeyi ziyaret etmiştir. Sultan Abdülaziz’in Avrupa seyahati Osmanlı tarihinde ilk ve sondur. Abdülazizle beraber Avrupa seyahatine katılan sultan II. Abdülhamid ve sultan 5. Murad o dönemde 20 li yaşlarda iki genç şehzadedir. Ancak ikisi de padişahlığı döneminde yurt dışı seyahati yapmamıştır. Ayrıca sultan Vahideddin de şehzadeliği döneminde Almanya seyahatine gitmiş olsa da padişahlığı döneminde yurt dışı seyahatine çıkmamıştır. Bu açıdan değerlendirildiğinde sultan Abdülaziz’in Avrupa seyahati Osmanlı tarihinde ilk ve sondur.
21 Haziran 1867 tarihinde 41 pare top atışıyla Sultaniye yatıyla İstanbul’dan uğurlanan sultan Abdülaziz 46 günlük Avrupa seyahatine başlamıştır. 29 Haziran’da  Marsilya yakınlarındaki Toulon Limanına varan Sultan, Marsilya’dan özel trenle Paris’e gitmiştir.  30 Haziran’da Paris’e gelen Sultan, başta İmparator III. Napolyon olmak üzerine kalabalık bir  halk kitlesiyle karşılanmıştır
1
Sultan Abdülaziz Paris’te

Temmuz başında açılan sergiyi imparator III. Napolyon ile beraber ziyaret eden sultan Abdülaziz sergide tokuşan boğa heykelinin mimarı Jules Isidore Bonheur ile tanışmış ve heykelin bir kopyasını kendisi için yapmasını istemiştir.
Sultan Abdülaziz’in hayvanlara karşı, özellikle de Aslan ve kaplanlara özel bir ilgisi vardır. Bu ilgi o kadar fazladır ki Çırağan ve Beylerbeyi saraylarına Geyiklik ve Aslanhaneler yaptırmıştır. 1867 yılında ziyaret ettiği Paris sanat sergisinde gördüğü heykelleri beğenen sultan, Çırağan ve Beylerbeyi saraylarını süslemek için 24 tane heykel sipariş etmiştir. Fransız heykeltraş Pierre Louis Rouillard başkanlığında Isidore Jules Bonheur,  Louis Joseph Doumas, Hippolythe Heizler, Louis Joseph Leboeuf ve Paul Edouard Delabriere  isimli heykeltraşların yer aldığı heykeltraş grubu Sultan’ın sipariş ettiği 24 heykeli yapmıştır. Tokuşan boğa heykeli, bu heykellerden biridir
1
Boğa heykelinin sol alt köşesinde heykel ekibinin başkanı  Pierre Louis Rouillard’ın ismi yazmaktadır.
1
Boğa heykelinin sağ ön altında heykelin mimarı  Isidore Jules Bonheur’un ismi yazmaktadır
Boğa heykeli hakkında anlatılan diğer hikaye ise şöyledir:
1800 lü yılların başından itibaren kömür madenleri yüzünden Almanya ile Fransa arasında sorun olan Alsace-Lorraine bölgesi, 1860 lı yılların başında Fransızların eline geçmiştir ve Fransa, Almanya’yı dize getirmenin bir sembolü olarak tokuşan boğa heykelini yönü Almanya’ya bakacak şekilde Alsace-Lorraine’ye yerleştirirler. Ancak 1870 li yılların başında Bismarck ile yeniden güç kazanan Almanlar, Alsace-Lorraine bölgesini Fransızlardan geri almak için tekrar saldırırlar ve savaşı bu kez Almanlar kazanır. Almanya, kazandığı zaferin ganimeti olarak tokuşan boğa heykelini başkent Berlin’e getirilir. Böylece Fransızların zafer sembolü Almanlar’a geçer.
1917 yılına kadar Berlin’de kalan heykel, 1. dünya savaşının sonuna doğru Alman kralı II. Wilhelm tarafından Osmanlı- Almanya dostluğunun bir nişanesi olarak Enver Paşa’ya hediye edilmiştir ve heykel Yıldız Sarayı Şale Köşkü büyük sera önüne yerleştirilmiştir.
1
Tokuşan boğa heykeli Yıldız sarayının bahçesinde 
Kısa bir süre Yıldız sarayında yer alan heykel daha sonra Enver paşa’nın bilezikçi çiftliğine taşınmıştır. Münevver Ayaşlı, Dersaadet kitabında çiftliği  şöyle anlatmaktadır:
“Çiftliğin çok güzel ormanı gibi gayet güzel ve şirin bir çiftlik evi, çok kıymetli bronz heykelleri vardı. Bilhassa At, Boğa, Geyik heykelleri müstesna güzellikte idi” (Münevver Ayaşlı – Dersaadet Bedir Yayınevi, 1975 s.112)
1918 yılında Enver Paşa’nın yurtdışına kaçmasından sonra yıllarca çiftlikte unutulan heykel 1950 yılında Lütfi Kırdar kongre salonunun merasim alanına taşınmıştır. 1953 yılında kısa süreliğine Hilton otelinin önüne taşınsa da daha sonra tekrar Lütfi Kırdar Kongre salonunun önüne taşınmış, 1960 yılında ise bu kez Taksim Gezi parkına yerleştirilmiştir
Taksim Gezi Parkında da kısa süre duran heykel 3. kez Lütfi Kırdar kongre salonunun önüne taşınmış ve 1969 yılına kadar burada kalmıştır
1
1
1
Boğa heykeli Lütfi Kırdar Kongre salonunun önünde 
1
Boğa heykeli Hilton otelinin önünde 
1970 yılında boğa heykelinin yeni durağı Kadıköydür.  Eski Kadıköy Şehr-Emaneti binasının yanına yerleştirilen heykel 1987 yılında bugünkü yeri Kadıköy Altı yol kavşağına taşınmıştır.
1
Boğa heykeli Eski Kadıköy Şehr-Emaneti binasının yanında
İşte her gün Kadıköy’de onbinlerce insanın önünden geçtiği, sarılıp fotoğraf çektirdiği, Kadıköy’ün sembolü olan boğa heykelinin Paris’ten Kadıköy’e 152 yıllık hikayesi…. Paris’ten Yıldız sarayına oradan Enver paşanın köşküne, köşkten Lütfi Kırdar kongre salonuna, Taksim gezi parkına ve en sonunda Kadıköy’e…
TIBBIYELİ HİKMET

Bir Cevap Yazın

Pin It on Pinterest